Cumartesi, Temmuz 11, 2015

ZAMAN


BİR SENE'nin değerini anlayabilmek için,
sınıfta kalan  bir öğrenciye sorun.
BİR AY'ın değerini anlayabilmek için, 
prematüre  bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
BİR HAFTA'nın değerini  anlayabilmek için, 
haftalık derginin editörüne sorun.
BİR DAKİKA'nın  değerini anlayabilmek için, 
treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun.
BİR  SANİYE'nin değerini anlayabilmek için, 
bir kazayı kılpayı atlatmış bir  kişiye sorun.
BİR MİLİSANİYE'nin değerini anlayabilmek için,  
olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan kişiye sorun.

Şunu unutmayın  ki zaman hiç kimseyi beklemez.

Dün artık mazi oldu.
Yarın ise  muamma.
Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir  armağandır.

alıntıdır 

Pazar, Haziran 14, 2015

..........


Bazen alabilecegn en büyük intikam;affetmektir... 
Ve bazen karşındakine verebilecek en güzel cevap gülüp geçmektir!...

Cumartesi, Mayıs 30, 2015

Hz.Mevlâna


Sarılmayı bilir misin?
Sahiplenmeyi sahiplendiğinde sadık kalmayı?
Sen bilir misin... aşık olmayı?
Bölünebilir misin ikilere üçlere gerekirse binlere.

Yapabilir misin gerçekten sevebilir misin?

Sevmenin demesi olmaz..!

Unutma ya çok seversin bir kere ya da hiç sevemezsin...


Cumartesi, Şubat 07, 2015

Mevlana


DOST değilse, hiç bekletme YOL ver gitsin..!!!!

Salı, Şubat 03, 2015

NE SEYAHATİ, NE ZAMANDI ??


Hava taşımacılığının ilk yıllarında insanlar 
çağa binmekten korktukları  için 
bir türlü istenen yolcu sayısına ulaşılamıyormuş.
Bir şirketin promosyon sorumlusu 
uçaklarında seyahat eden iş adamlarına birer mektup göndererek 
eğer o hafta rezervasyon yaptırırlarsa 
bundan sonraki ilk beş seyahatlerinde 
eşlerinden para alınmayacağını bildirmiş.
Bunun üzerine epeyce başvuru olmuş doğal olarak. 
Ve iş adamları eşleri ile katılmışlar.
Şirket kampanya sona erdikten sonra bu kez 
iş adamlarının eşlerine 
birer   mektup göndererek 
seyahatlerinden memnun kalıp kalmadıklarını sormuş. 
Ancak  mektup gönderilen kadınlarin  %90 nından şu yanıt gelmiş :

 NE SEYAHATİ., NE ZAMANDI ??

alıntıdır

Pazar, Şubat 01, 2015

Çocukluk


Çocukluk, 
gecenin bir yarısı tuvaletten odana koşarken 
kimsenin seni yemediğine sevinmektir.
alıntıdır

Pazar, Ocak 11, 2015

Mevlana


Kardeşim
Sen düşünceden ibaretsin,
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülüstan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.
 

Cuma, Ocak 02, 2015

BİR KADIN BİLGİNDİR ASLINDA



Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. ...
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

CAN DÜNDAR

Çarşamba, Aralık 31, 2014

MİSKET TEORİSİ





 Genç adam yoğun iş temposundan iyice bunalmıştı.
Vakit akşama yaklaşıyordu,
ama mesai kavramına çok yabancı olduğu için
evine ne zaman gideceği belli değildi.
 Başını iki elinin arasına aldı, gözlerini sıkıca kapadı.
Çok para kazanıyordu.
Yöneticiydi,
 birçok insanin imrenerek baktığı bir konumdaydı.
 Ama yaşadığı hayatı hayat olarak görmüyordu.
 
 "Bu ne biçim hayat böyle!" diye söylendi kendi kendine.
 
 Hafta sonlarında dahi evine gidemiyordu.
 Toplantılar, iş seyahatleri,
 yazışmalar ve koşuşturmacayla geçen bir hayat.
Pek çok yakın dostunun adını dahi unutmuştu.
 
 Bu karamsarlık içinde kıvranırken, birden
 çekmecesindeki küçük radyosu aklına geldi.
Radyoyu açtı.
Yayınlanan müzik parçası ile biraz rahatladığını hissetti.
Müziğin ardından yaşlı bir adamın konuşmasıyla
 gayri ihtiyari radyoyu kapatmak istedi.
 Ama birden durdu.
İlginç bir teoriden bahsedeceğini söylüyordu yaşlı adam.
"BİN MİSKET TEORİSİ"ni anlatacaktı. Merakla dinlemeye başladı.
 
 "Bir gün oturdum ve biraz aritmetik yaptım.
 Ortalama bir kişinin yetmiş beş yaşına kadar yaşadığını varsaydım.
 Biliyorum,bazıları daha çok, bazıları da daha az yaşar.
Ama biz yetmiş beş sene yaşadığını düşünelim.
 Bir yılda 52 hafta olduğu için,
 75'i 52 ile çarptım ve ortalama ömre sahip bir insanin
tüm hayatında yaşayacağı cumartesi sabahı sayısı olarak
3900 rakamına ulaştım.
 Şimdi beni iyi dinleyin. En önemli kısmına geliyorum.
 Bütün bunları ayrıntılı olarak düşünmeye
elli beş yaşında başlamıştım.
 Yaptığım hesaba göre bu yaşa kadar
2180'in üzerinde cumartesi yaşamıştım.
 Ve eğer yetmiş beş yaşına kadar yaşarsam,
 yaşayacağım cumartesi sayısı  sadece bin adet olacaktı..
 Bir oyuncak dükkânına gittim ve elindeki tüm misketleri aldım.
1000 adet misketi bir araya getirmek için
 üç tane daha oyuncakçı dükkânını ziyaret ettim.
Bunları eve getirdim ve
 atölyemdeki radyomun yanında duran
büyük, şeffaf bir kavanozun içine
 hepsini doldurdum.
O günden sonra, her cumartesi kavanozdan bir tane aldım.
 Misketlerin azaldığını gördükçe,
 hayatımdaki önemli şeyleri
daha fazla
 DÜŞÜNMEye başlamıştım.
 Anladım ki,
dünyadaki zamanımın akıp gittiğini seyretmek kadar
 önceliklerimi düzene koymama hiçbir şey yardım edemez."
 
 Yaşlı adamın anlattıkları öylesine etkiliydi ki,
genç işadamı âdetâ dünyadan kopmuş,
radyoya kilitlenmişti.
Yaşlı adam şu cümlelerle konuşmasını tamamladı:
 
 "Programı kapatmadan önce şimdi size son bir şey daha anlatacağım.
 Bu sabah kavanozun içindeki son misketi de aldım.
 Eğer önümüzdeki cumartesiye kadar yaşarsam,
bana biraz daha zaman verilmiş olacak.
 Unutmayın,
 hepinizin kullanabileceği en önemli şey,
 biraz daha fazla zamandır."
 
 Yazı böyle devam edip gidiyordu..
 farkında mısınız bilmiyorum ama
bizi meşgul eden o kadar oyun var ki..
 önemli ya da önemsiz..
 ama biz bunların arasında kaybolup gittiğimizi farkedemiyoruz bile ..
 işin garibi farkettiğimiz an da
"şu işimi de bitireyim ondan sonra..."
 diye erteliyoruz..
 değil mi??
 hadi arkanıza yaslanın..
derin bir nefes alın..
hayatınızda önemli olan dostlarınızdan birisinin telefonunu çaldırın..
cıvıl cıvıl sesinizle "merhaba.." deyin..
gülümseyin….
Mutluluklarınızın
kalıcı ve bulaşıcı olması dileklerimle..
ALINTIDIR