Perşembe, Temmuz 30, 2009

HİNT MİTOLOJİSİNDE KADININ YARADILIŞI




Tanrı,

yaprağın hafifliğini,

ceylanın bakışını,

güneş ışığının kıvancını,

sisin gözyaşını aldı,

rüzgarın kararsızlığını,

tavşanın ürkekliğini buna ekledi,

onların üzerine taşların sertliğini,

balın tadını,

kaplanın yırtıcılığını,

ateşin yakıcılığını,

kışın soğuğunu,

saksağanın gevezeliğini,

kumrunun sevgisini kattı,

bütün bunları karıştırdı,

eritti ve kadın yaptı

YARATTIĞI KADINI ,ERKEĞE ARMAĞAN ETTİ

HİNT MİTOLOJİSİNDE

ERKEĞİN YARADILIŞI

Tanrı,

kaplumbağanın yavaşlığını,

boğanın bakışını,

fırtına bulutlarının kasvetini,

tilkinin kurnazlığını,

boranın dehşetini aldı,

sülüğün yapışkanlığını,

kedinin yaramazlığını,

hindinin kabarışını,

gergedan derisinin sertliğini onlara ekledi,

bunların üzerine ayının kabalığını,

bukalemunun şıpsevdiliğini,

sivrisineğin vızıltısını kattı

ve erkeği yarattı

sonra da


YARATTIĞI ERKEĞİ,

ADAM ETSİN DİYE

KADINA VERDİ.

(yazıyı maile geldiği gibi aktardım,

umarım erkekleri kızdırmamışımdır.)

(kaynak:mailler)

Salı, Temmuz 28, 2009

FARELERİN TOPLANTISI



Bir gün fareler bir araya gelirler
ve başlarına musallat olan bir kediden
kurtulma planları yaparlar.
Pek çok fikir öne sürülür.
Hiçbiri kabul görmez.

En sonunda genç bir fare
kedinin boynuna bir çan asmayı önerir.
Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak
ve kaçabileceklerdir.
Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır.

Bu arada bir köşede
sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare
ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu,
başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir.

Fakat, der, kafamı bir soru kurcalıyor.
Çanı kedinin boynuna KİM asacak ???

DERSİMİZ;
İYİ BİR PLAN YAPMAK AYRI,
O PLANI GERÇEKLEŞTİRMEK
AYRIDIR.


* İnsanlar FELSEFEyi;
* Çocukken MASAL'lardan,
* Büyüyünce KiTAP'lardan,
* ihtiyarlayınca da arkalarında kalan YAŞAM'larından Öğrenirler...

Pazar, Temmuz 26, 2009

KAZLAR VE TURNALAR


Kazlar ve turnalar

bir gün aynı tarlada yiyecek ararlarken

birden

yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler.

Turnalar daha çevik ve hafif oldukları için hemen uçarlar.

Oysa kazlar ağır hareket ettikleri için
avcıdan kurtulamazlar.

DERSİMİZ;

YAKALANANLAR HER ZAMAN SUÇLU OLANLAR DEĞİLDİR

Cumartesi, Temmuz 25, 2009

ASLAN, KOYUN, KURT VE TİLKİ


Aslanın biri,
bir koyunu yanına çağırır ve nefesinin
kokup kokmadığını sorar.

Evet ! diye yanıtlar koyun.
Aslan bu yanıta kızar ve
koyunu oracıkta parçalar.

Daha sonra kurda seslenip yanına çağırır,
ona da aynı soruyu sorar.

Hayır ! ! diye yanıtlar kurt korkudan.
Ancak o da yağcılık yaptığı için
aslanın öfkesinden kurtulamaz.

Sıra tilkiye gelmiştir.
Aynı soruyu tilkiye de sorar.
Tilkinin yanıtı şöyle olur;

- Üzgünüm, üşütmüşüm biraz,
o yüzden burnum koku almıyor !

DERSİMİZ;
AKILLI KİŞİ TEHLİKELİ DURUMLARDA KONUŞMAZ !!!

(arkası sonra)
(kaynak:mailler)

Perşembe, Temmuz 23, 2009

YENGEÇ İLE ANNESİ


'Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum?'

diye sorar anne yengeç çocuğuna.

'Düzgün yürüsene ! ' der.

- 'Pekala anne' der çocuk.

- 'Sen önümden düzgün yürü,

ben seni takip ederim. '

2.DERSİMİZ;

HAREKETLER SÖZLERDEN ÖNDE GELİR?

(yazının başlangıcı dündü,

devamı yine yarın)

(kaynak:mailler)

Çarşamba, Temmuz 22, 2009

ASLAN DOĞURMAK



Hayvanlar bir gün

kim daha çok çocuk doğurabilir diye çekişmeye başlarlar.

Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar.

'Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun? '

diye sorarlar aslana.

'Bir.' diye yanıtlar dişli aslan.

'Fakat ben aslan doğururum.'

1.DERSİMİZ;

NİTELİK, NİCELİKTEN ÖNEMLİDİR.

(yazının devamı yarın)

(kaynak:mailler)

************

Salı, Temmuz 21, 2009

ZİHİNSEL GÜÇ


İki çocuklu bir aile
hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar verirler.
Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken,
çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkar.
Uzun bir yürüyüşten sonra
oldukça yorulan küçük çocuk yalvarırcasına bakan gözlerle,
'Babacığım çok yoruldum.
Lütfen beni kucağında taşır mısın?' der.
Baba;
'Ben de yorgunum oğlum'' der demez
çocuk ağlamaya başlar.
Baba tek kelime etmeden ağaçtan bir dal keser.
Dalı bıçakla biçimlendirip,
çocuğa zarar vermeyecek biçimde yontar.
Sonra dalı oğluna verir.
'Al oğlum, sana güzel bir at' der.
Çocuk sevinçle dal parçasından yontulmuş ata biner
ve sıçrayarak,
ata vurarak annesinin yanına doğru gitmeye başlar.
Babasını ve ablasını geride bırakmıştır bile...
Baba gülerek kızına:
'İşte yaşam budur kızım.
Bazen zihnen ya da bedenen kendini çok yorgun hissedeceksin.
İşte o zaman kendine değnekten bir at bul
ve neşe ile yoluna devam et.
Bu at,bir arkadaş,bir şarkı,bir çiçek,
bir şiir yada bir çocuğun tebessümü olabilir.'
(Değnekten atınız hiç eksik olmasın.:)
(kaynak:mailler)

Cuma, Temmuz 17, 2009

ÇÖP KAMYONU KANUNU :



Kadın taksiye binmiş ve hava alanına gitmek istediğini söylemişti.
Sağ şeritte yol alırken
siyah bir araba park ettiği yerden
aniden yola, önlerine çıktı.
Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı.
Taksi kaydı,
ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu.
Siyah arabanın sürücüsü
camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi
ve içten bir şekilde el salladı.
Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken,
taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı.
Sordu:
"Neden böyle davrandınız?
Adam neredeyse arabanızı mahvedip
ikimizi de hastanelik edecekti."
Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek:
"Çöp Kamyonu Kanunu" dedi.
Kadın:"Çöp Kamyonu Kanunu?" diye sordu,anlamamıştı.
Şoför açıkladı:
"Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir.
Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar;
kızgınlığı,
öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar.
Ancak doldukça
çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar.
Bu bazen ben,bazen de siz olabilirsiniz.
Kişisel almayın.
Sadece gülümseyin,
onlar için iyi şeyler temenni edin
ve yolunuza devam edin.
Onların çöpünü alıp işyerinize,
evinize
veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın."
Başarılı insanlar,
çöp kamyonlarının
günlerini mahvetmesine
ve ellerine geçirmesine izin vermezler.
Hayat
sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa,
dolayısıyla
"size iyi davranan insanları sevin,
iyi davranmayanlar için
iyi temennilerde bulunun."
Hayat,
"%10 " onunla ne yaptığınız,
"%90 "onu nasıl alıp karşıladığınızdır...
HAYATI İYİ KARŞILAMANIZ DİLEKLERİMLE
(kaynak:mailler)

Pazartesi, Temmuz 13, 2009

MUCİZE VÜCUTLARIMIZ.!!!



İnsan vücudu,mucizelerle dolu bir makinedir.
Şimdi okuyacağınız vücudunuzla ilgili gerçekler
sizi neden bu şekilde yaratıldığımız konusunda
merakta bırakacak...
-Bilim adamlarına göre IQ'nuz ne kadar yüksekse
o kadar çok rüya görürsünüz.
-İnsan vücudundaki en büyük hücre yumurta hücresi,
en küçük hücre ise sperm hücresidir.
-Bir adım atmak için 200 kasınızı kullanırsınız.
-Ortalama bir kadın
ortalama bir adamdan 5 inc(12,5 cm) daha kısadır.
-Ayak başparmağınızda iki kemik olmasına karşılık
diğer dört parmağınızda üçer kemik bulunur.
-Bir çift ayakta 250 000 terbezi vardır.
-Tam dolu bir idrar kesesi
aşağı yukarı bir beyzbol topu ebadındadır.
-Mide asidiniz bir jileti eritebilecek güçtedir.
-İnsan beyin hücresi
5 takım Encyclopedia Britannica'daki bilgileri alabilecek kapasitededir.
-Yiyeceğin ağzınızdan midenize ulaşması yedi saniye sürer ..
-Ortalama bir rüya 2-3 saniye sürer.
-Göğüsleri kılsız erkekler,
kıllı erkeklerden daha fazla karaciğer sirozuna yakalanırlar.
-Döllenme anında,
yaklaşık yarım saat tek bir hücre olarak yaşarsınız.
-Her bir ayağınızda yaklaşık bir trilyon bakteri vardır.
-Vücudunuzun 30 dakikada saldığı ısı ile
iki litre suyu kaynatabilirsiniz.
-Diş minesi vücudunuzdaki en sert şeydir..
-Dişleriniz doğumunuzdan 6 ay önce
(dişetlerinizin içinde) oluşmaya başlar.
-Sevdiğiniz birine bakarken gözbebekleriniz genişler,
enteresan olan;
nefret ettiğiniz birine bakarken de.!!!
-Sarışınlar,esmerlerden daha fazla saç teline sahiptir.
-Burnunuzla başparmağınız aynı boydadır.



*Tam şu anda, eminim ki son maddeyi deniyorsunuz...
Şimdi parmağını burnundan çek de,
bunu parmaklarıyla
burunlarını ölçmek isteyebilecek başka arkadaşlarına okut.
(kaynak:mailler)