Cumartesi, Eylül 28, 2013

TRAFİKTE YAYALARIN UYACAĞI KURALLAR




1. Yayalar daima kaldırımdan yürümelidir.
2. Yaya kaldırımı yoksa yolun solundan yürünmelidir.
3. Trafik polislerinin uyarılarına, işaretlerine uyulmalıdır.
4. Trafik lambalarının olduğu yerlerde yeşil ışık yanmadan, yol bomboş olsa bile geçilmemelidir.
5. Lamba ve trafik polisi yoksa önce sola, sonra sağa, tekrar sola baktıktan sonra yol uygunsa karşıya geçilmelidir.
6. Duran taşıtın önünden, arkasından geçilmemelidir.
7. İyice durmadan otobüs, minibüs, taksi gibi taşıtlardan inmemelidir.
8. Hareket etmiş bir taşıta binmeye çalışılmamalıdır.
9. Taşıtlara hiçbir şekilde tutunulmamalıdır.
10. Taşıtlarda kapıya yaslanmamalı, pencere ve kapılardan eller, kollar, başlar çıkarılmamalıdır
11. Taşıttan inince hemen koşmamalı, indiğimiz taşıt uzaklaşmadan karşıya geçilmemelidir.
12. Taşıtlara sırayla binmeli, duran taşıtlardan da sırayla inilmelidir.

Pazar, Eylül 22, 2013

ZEKİ KADINLARA SAYGILARIMLA…




KARI & KOCA
Bir çift hiç konuşmadan arabayla yolda gitmekteydi. 
Daha önceki bir tartışma münakaşaya dönüşmüştü 
ve hiçbiri teslim olmak istemiyordu. 
Keçi, katır ve domuzlarla dolu bir çiftliğin yanından geçerken koca, 
alaycı bir biçimde sorar:  
'Akrabaların mı?'
Karısı 'Evet' diye cevap verir ve ekler: 
'Senin taraftan akrabalarım'
KELİMELER 
Kocası karısına 
kadınların bir günde kaç kelime kullandığına dair bir makale okuyordu... '
Erkeklerin 15,000 kelimesine karşılık 30,000 kelime'
Karısı yanıtladı:  
'Sebebi erkeklere her şeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır.'
Kocası karısına döndü ve sordu:
 'Efendim?'
YARADILIŞ 
Bir gün bir adam karısına sordu:  
'Aynı zamanda nasıl hem bu kadar salak, 
hem de bu kadar güzel olabildiğini anlamıyorum.'
Karısı yanıtladı:  
Allah beni sen çekici bul diye çok güzel yarattı; 
Allah beni seni çekici bulayım diye çok salak yarattı!'
KONUŞMAMA CEZASI  
Bir karı koca evde problemler yaşamaktaydı 
ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydı. 
Aniden adam ertesi gün karısının kendisini 
sabah 5.00 da iş için bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı. 
Sessizliği ilk bozan ve kaybeden kendisi olmamak için, 
bir kâğıdın üzerine  
'Lütfen beni sabah 5.00 da uyandır.' 
 yazdı ve notu karısının bulabileceği bir yere bıraktı. 
Ertesi sabah, adam uyandı 
ancak saatin 9.00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını fark etti. 
Çok kızdı, 
tam karısının onu neden uyandırmadığını soracakken 
yatağın yanında bir parça kâğıt buldu. 
Kâğıtta 'Saat 5.00 uyan' yazmaktaydı.
Erkekler bu tip yarışmalar için yeterli donanıma sahip değiller.  
(İstisnalar Hariç)  
Allah erkeği kadından önce yaratmış olabilir, 
ancak şaheserden önce her zaman bir kabataslak vardır.
(alıntıdır)
kaynak:mailler 

 


Cumartesi, Eylül 14, 2013

Hz Mevlana

Boyda değil, soyda;
incelik..
belde değil, dilde.. 
doğruluk; 
sözde değil, özde.. 
güzellik; 
yüzde değil, yürekte olur..!

Perşembe, Eylül 05, 2013

DENİZ KIZI MI,BALİNA MI??


Avustralya’da, 
bir spor salonunun camında bir reklam; 
zayıf ve bronz tenli bir kadın, 
hemen yanında şu yazıyor: 
“Bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?
Afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, 
spor salonunun reklamına cevap veriyor: 
İlgilenenlere duyurulur:

Balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, 
yunuslar, deniz aslanları, meraklı insanlar.. 
aktif bir cinsel yaşamları vardır, 
hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar.
Denizde yüzer, oynarlar. 
Polinezya adalarının mercan kayalıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler.
Balinalar harika şarkı söylerler, CD’leri bile vardır. 
Bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur. 
Dünyada herkesin sevdiği koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır. 
Denizkızı?
Öncelikle, denizkızı diye birşey yoktur.
Var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle 
psikolog kapılarında sıra oluştururlardı. 
Balık mısın? İnsan mı?
Cinsel hayatları yoktur. 
Yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl olabilir ki? 
Hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede??
Eee, sonuç olarak çocukları da olmaz. 
Zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?
Sonuç?
Ben balina olmayı tercih ederim. 
Medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor 
ama ben çocuklarımla dondurma yemeyi, 
beni heyecanlandıran adamla güzel bir akşam yemeğinde sohbet etmeyi, 
arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok seviyorum.
Zamanla kilo alıyoruz; 
çünkü, 
kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki
yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. 
Yani, biz kilolu değiliz, 
inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz.  
Bugünden itibaren, 
aynaya bakıp da kalçamı gördüğümde, şunu düşüneceğim:  
“Allah’ım ne kadar da akıllıyım!”
ALINTIDIR
kaynak:mailler

Salı, Eylül 03, 2013

İKİ GEZGİN MELEĞİN HİKAYESİ






İki gezgin melek, 
geceyi geçirmek için 
oldukça varlıklı bir ailenin evinin kapısını çalmışlar. 
Aile, pek kaba bir üslupla,
meleklere yatacak yer olarak
koca malikanenin konuk odalarından birini vermek yerine, 
soğuk bodrumundaki küçük bir köşeyi göstermiş.
Melekler buz gibi odanın 
soğuk ve sert zemininde 
kendilerine yatacak bir yer hazırlamaya çalışırken, 
yaşlı melek duvarda bir delik görmüş 
ve kalkıp deliği onarmaya girişmiş. 
Genç melek, yaşlı meleğe 
bu hareketinin nedenini sorunca, 
yaşlı melek hafifçe gülümsemiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir...
Sabah malikaneden ayrılan melekler, 
gece bastırınca 
bir kez daha kalacak yer bulmak umuduyla, 
bu defa 
çok fakir bir çiftçi ailesinin kapısını çalmışlar.
Son derece misafirperver olan fakir karı koca, 
sofralarında ne var ne yoksa 
meleklerle paylaştıktan sonra, 
onlara rahatça uyumaları için
kendi yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar.
Sabah güneş doğduğunda,
melekler zavallı karı kocayı 
gözyaşları içinde bulmuşlar: 
Yegane geçim kaynakları olan tek inek de
tarlalarının ortasında cansız yatmaktaymış.
Genç melek bu sefer iyice öfkelenerek 
Yaşlı Meleğe isyan etmiş:
Bunun olmasına nasıl izin verebildin ?! 
O varlıklı kaba adamın herşeyi vardı 
ama sen kalktın ona yine de yardım ettin. 
Bu iyi yürekli fakir ailenin ise 
o tek inekten başka hiçbir şeyleri yoktu;
buna rağmen onu bile paylaşmaya gönüllü oldular. 
Ama sen o ineği de yitirmelerine izin verdin!
Bunun üzerine yaşlı melek, 
genç meleğe dönerek şu cevabı vermiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.
O zengin malikanenin bodrumunda kaldığımız gece, 
duvardaki deliğin dibinde 
külçe külçe altın saklı olduğunu farkettim. 
Malikanenin sahibi bu kadar açgözlü olduğu için 
ve kendisine verilmiş şans sayesinde edindiği zenginliğin 
bir parçasını bile paylaşmaya yanaşmadığı için, 
ben de o deliği öyle bir kapatıp mühürledim ki 
artık arayıp bulsa da açamaz.
Ve devam etmiş:
Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin yatağında uyurken,
ölüm meleğinin 
o çiftçinin karısını almaya geldiğini gördüm.
Ben de onun yerine ölüm meleğine ineği verdim.
Yaşlı melek, gülümseyerek bir kez daha eklemiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.
Bazen, işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, 
aslında bizim de başımıza gelen tam da budur işte. 
Eğer inanıyorsanız,yapmanız gereken şey
sadece, 
her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna güvenmektir.
Bunun böyle olduğunu, 
ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek olsanız bile.
Bazı insanlar, hayatımıza girerler ve çabucak çıkarlar..
Bazıları ise, dostumuz olur ve bir süre orada kalırlar..
Yüreklerimizde o güzel ayak izlerini bırakarak..
Ve bu, iyi bir dost kazandığımız için,
bir daha asla eskisi gibi olmayacağız demektir!
Dün, tarih oldu.
Yarın, bir gizemdir.
Bugün ise bir armağan.

Bu yüzden İngilizcede present, 
hem şu an hem de armağan anlamına gelir!
Bence bu çok özel bir şey ..... 
her anı doyasıya yaşayın 
ve tadını çıkarmaya bakın ... 
Hayat, bir kostümlü prova değildir!
Bil ki tam şu anda
birisi seni düşünüyor,
birisi sana değer veriyor,
birisi seni özlüyor,
birisi seninle olmak istiyor,
birisi senin başının belada olmadığını umuyor,
birisi ona verdiğin destek için sana minnettar,
birisi elini tutmak istiyor,
birisi senin adına herşeyin iyi sonuçlanmasını ümit ediyor,
birisi senin mutlu olmanı istiyor,
birisi senin onu bulmanı diliyor,
birisi senin başarılarını kutluyor,
birisi sana bir armağan vermek istiyor,
birisi SENİN bir armağan olduğunu düşünüyor,
birisi seni seviyor,
birisi senin gücüne hayranlık duyuyor,
birisi seni düşünüyor ve gülümsüyor,
birisi üzerinde ağladığın omuzun kendi omzu olmasını istiyor.
BİRİSİNİN, 
SENİN BU MESAJI ONA OKUMANA İHTİYACI VAR.
Kimseden umutlarını almayın.
Sahip olduğu tek şey bu olabilir.
kaynak:mailler

Pazar, Eylül 01, 2013

ASLAN DOĞURMAK




Hayvanlar bir gün, 
kim daha çok çocuk doğurabilir diye 
çekişmeye başlarlar.
Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar.
'Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun? ' 
diye sormuşlar aslana.
'Bir.' diye yanıtlar dişli aslan. 
'Fakat ben aslan doğururum.'

DERSIMIZ;
NİTELİK, NİCELİKTEN ÖNEMLİDİR.

************

YENGEÇ İLE ANNESİ

'Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum?' 
diye sorar anne yengeç çocuğuna.
'Düzgün yürüsene ! ' der.
- 'Pekala anne.' der çocuk.
- 'Sen önümden düzgün yürü, 
ben seni takip ederim. '

DERSIMIZ;
HAREKETLER SÖZLERDEN ÖNDE GELİR. 

************ ***

ASLAN, KOYUN, KURT VE TİLKİ

Aslanın biri, 
bir koyunu yanına çağırır 
ve nefesinin kokup kokmadığını sorar.
Evet !  diye yanıtlar koyun. 
Aslan bu yanıta kızar 
ve koyunu oracıkta parçalar.
Daha sonra kurda seslenip yanına çağırır, 
ona da aynı soruyu sorar.  
Hayır !  diye yanıtlar kurt korkudan. 
Ancak o da yağcılık yaptığı için 
aslanın öfkesinden kurtulamaz.
Sıra tilkiye gelmiştir. 
Aynı soruyu tilkiye de sorar.
Tilkinin yanıtı şöyle olur;
- Üzgünüm, üşütmüşüm biraz, 
o yüzden burnum koku almıyor !  

DERSİMİZ;
AKILLI KİŞİ TEHLİKELİ DURUMLARDA KONUŞMAZ !!!

************ **

KAZLAR VE TURNALAR

Kazlar ve turnalar bir gün 
aynı tarlada yiyecek ararlarken 
birden 
yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler. Turnalar daha çevik ve hafif oldukları için 
hemen uçarlar.
Oysa kazlar ağır hareket ettikleri için 
avcıdan kurtulamazlar.

DERSİMİZ;
YAKALANANLAR HER ZAMAN SUÇLU OLANLAR DEĞİLDİR. 

************ *********

FARELERİN TOPLANTISI

Bir gün fareler bir araya gelirler 
ve başlarına musallat olan bir kediden
kurtulma planları yaparlar.
Pek çok fikir öne sürülür.
Hiçbiri kabul görmez.
En sonunda genç bir fare 
kedinin boynuna bir çan asmayı önerir.
Böylece 
kedi kendilerine yaklaşırken 
farkına varacak ve
kaçabileceklerdir. 
Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır.
Bu arada 
bir köşede 
sessizce onları dinlemekte olan 
yaşlı bir fare ayağa  kalkar 
ve bu önerinin çok zekice olduğunu, 
başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir.  
Fakat, der, 
kafamı bir soru kurcalıyor. 
Çanı kedinin boynuna KİM asacak ???

DERSİMİZ;
İYİ BİR PLAN YAPMAK AYRI, 
O PLANI GERÇEKLEŞTİRMEK   AYRIDIR. 


*
İnsanlar FELSEFE yi;
* Çocukken MASAL'lardan,
* Büyüyünce KiTAP'lardan,
* İhtiyarlarlayınca da arkalarında kalan 
   YAŞAM'larından Öğrenirler...
ALINTIDIR
kaynak:mailler