Perşembe, Ağustos 09, 2012

                                   YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE...

Zengin bir adam mersedes arabası ile şehirdeki dar bir yoldan geçiyordu. 

Birden,  yoluna aniden fırlayarak elindeki taşı arabasına atan bir çocuk gördü. 
Kapısına çarpan taşın sesi ile ani fren yapınca,  arabası kaldırım taşına çarparak durabildi.
Adam öfke ile arabadan fırlayıp, taş atan çocuğu kolundan tutarak sarsmaya  ve: 

“Sen ne yapıyorsun serseri, bak arabamı ne hale getirdin?” diyerek bağırmaya başladı.
Üzgün ve suçlu tavır içindeki çocuk: 
“Amca lütfen kızma, sizden önce geçen arabalara durmaları için işaret ettim, 
arabaların hiç biri durmayınca, sizin arabaya taş attım” dedi.
Ve, gözyaşları içinde, kenarda devrilmiş duran bir tekerlekli özürlü arabasını 

ve o arabadan düşerek yerde yatan birisini  göstererek:  
“Ağabeyim yürüyemiyor, onu tekerlekli arabası ile gezdirirken, kayıp devrildi. 
Ağabeyim   yere düştü, kaldırmaya gücüm yetmedi, 
gelen geçen kimse de yok, 
siz onu yerden kaldırıp tekerlekli arabasına tekrar oturtmama yardım eder misiniz?” dedi..
 Zengin adam, ne diyeceğini bilemeden, 

boğazındaki düğümden yutkunarak kurtulmaya çalışarak, 
yerde yatan çocuğun yanına gitti, 
onu kaldırıp tekerlekli arabasına oturttu 
ve cebinden temiz bir mendil çıkararak bacağındaki kanları sildi.
Küçük çocuk abisini tekerlekli arabasıyla alıp giderken, 
hiçbir şey söyleyemeden  arkalarından bakakaldı.
Arabasına döndüğünde, çocuğun attığı taşın, 
arabasının kapısında bıraktığı oyuk şeklindeki  DERİN  İZİ  gördü. 
Ve zengin adam, bu derin taş izini hiçbir zaman tamir ettirmedi.
Arabadaki bu taş izini şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:
Hiçbir zaman, yaşamın içinden,  
birilerinin seni durdurmak 
ve dikkatini çekmek için TAŞ  ATMAYA  mecbur kalacağı kadar HIZLI geçme.
Tanrı, ruhumuza fısıldar ve kalbimize konuşur.
O sesi dinlemek için vaktimiz olmadığında ise, 
bize TAŞ FIRLATMAK zorunda kalır.
 İster fısıltıyı dinle, ister taşı bekle...                        
Seçim senin...
Yaşamın içinden son hızla geçerken,  

bir an durup, 
kendi hayatımızda da bize bazı şeyleri hatırlatmak için atılan 
TAŞLAR olup olmadığını bir düşünelim...

(kaynak:face)

Hiç yorum yok: