Cuma, Ekim 26, 2012

Kaç yaşında olursak olalım


Yaşadığı şehirden, 
bulunduğu ortamdan
kısacası yaşantısından sıkılan bir adam, 
cebindeki az miktar para ile 
yanına hiçbir şey almadan 
bulunduğu kenti terk edip 
daha önce hiç bilmediği bir ülkeye gitmiş.
 Oraya henüz alışmaya çalışırken birden bir ses duymuş.
 Bir çığırtkan, avazı çıktığı kadar meydanda bağırıyormuş:
- Tiyatro! Gelin! Kaçırmayın! Bu akşam Tiyatro!...
Adam hayatında hiç tiyatroya gitmemiş 

ve inanılmaz derecede merak etmiş.
Biletin nereden alındığını öğrenmiş. 
Bilet fiyatı cebindeki tüm para kadar olmasına rağmen 
hiç tereddütsüz bileti almış. Başlamış merakla oyunu izlemeye...
Oyun bitmiş, 
herkes dağılmış 
ve bizim meraklı  öylece kalmış, 
izlediği muhteşem oyun karşısında.
O sırada temizlikçi tarafından salonu boşaltmak için ikaz almış.
 Adamsa:
- Bana müdürünüzün yerini söyler misiniz?
 Onunla bir şey konuşmam gerek...demiş.
Seyrettiği oyunun etkisi ile müdür ile konuşmuş
 ve ne olursa olsun, 

ne iş olursa olsun 
buranın bir parçası olmak için çalışmak istediğini belirtmiş.
Müdür çok şanslı olduğunu, 

şu sıralarda bir temizlikçi aradığını 
fakat önce  onu denemesi gerektiğini ifade etmiş 
ve denemek  üzere 
aylardır el değmemiş bir kütüphanenin temizliğini uygun bulmuş.
 - İşte burayı temizle. Eğer beğenirsem seni işe alırım... 

demiş ve gitmiş.
Tiyatro aşkının verdiği şevk ile 

temizlik beklenenden kısa sürede bitmiş.
 Müdür odayı görmeden adamın samimiyetine inanmamış. 

Onu diğerleri gibi işi savsaklayan biri sanmış. 
Fakat odanın temizliğini görünce 
hayretler içinde kalmış. 
Aylardır içeriye girilmeyen oda gıcır gıcır oluvermiş. 
Müdür bu  çabuk ve becerikli adamı işe almaya karar vermiş.
 - Tamam seni işe alıyorum
 - Fakat benim yatacak yerim yok.
 - O zaman burada yatarsın 

ve işe daha erken başlarsın.
İstediği olan tiyatro tutkunu, 

huzurlu bir şekilde odayı terk ederken müdür:
- Adın neydi senin buraya yazalım.... demiş.
  Aldığı cevap ise;
- William! William Shakespeare!... olmuş.
 Bu hikaye hem insanı dehşete düşürücü 

hem de ilham verici. 
Shakespeare tiyatro yaşantısına bu şekilde başlamış.. 
Tam kırk (40) yaşında... 
tiyatroyu o yıllarda tanımış 
ve büyük bir azimle o muhteşem oyunları yazmış.
 Üstelik büyük bir fedakarlık göstermiş mesleği için.
 Meslek hayatı boyunca sadece üç saat uyuyarak yaşamını sürdürmüş. 

Sabah erken kalkıp oyun provasını yapıyor
oyununu oynuyor ve akşam yeniden oyun yazıyor...
Bu böyle sürüp gitmiş.
Bu hikayeyi ilk duyduğumda 

yaşamım için duyduğum kaygıları bir kenara bıraktım. 
Anladım ki, 
hiçbir şey için geç değil. 
İnsan eğer isterse 
imkansız gibi görünen olayları da gerçekleştirebilir.
 Yeter ki yürekten istesin 

ve bunun için çaba sarf etsin. 
Hiçbir şey için geç değil.
 Kaç yaşında olursak olalım.(

Kaynak:gerçekler)

Hiç yorum yok: