Cumartesi, Mayıs 25, 2013

HUZUR


Bir gün bir kral 

ama halkı tarafından sevilen bir kral, 
huzuru en güzel resmedecek sanatçıya 
büyük bir ödül vereceğini ilan eder. 
Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. 
Günlerce çalışırlar, 
birbirinden güzel resimler yaparlar. 
Sonunda eserleri saraya teslim ederler. 
Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. 
Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.

Resimlerden birisinde sakin bir göl vardır. 
Göl bir ayna gibi 
etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. 
Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslemektedir. 
Resim, 
bakanları mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşündürecek kadar güzeldir.

Diğer resimde de dağlar vardır. 
Ama engebeli ve çıplak dağlar. 
Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden boşanan yağmurlar 
ve çakan şimşek resmi daha da sıkıntılı hale sokmaktadır. 
Dağın eteklerindeki bir şelale ise 
insana gürültüyü, 
yorgunluğu hatırlatacak kadar hırçın resmedilmiştir. 
Kısaca resim, 
pek de öyle huzur verecek türden değildir.

Fakat kral resme dikkatli bakınca, 
şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan 
mini minnacık bir çalılık görür. 
Çalılığın üstünde ise 
anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası göze çarpmaktadır. 
Sertçe akan suyun orta yerinde 
anne kuşun kurduğu yuva, 
harika bir huzur ve sükun örneği sunmaktadır izleyenlere....

Ödülü kim kazandı dersiniz? 
Tabi ki ikinci resim... 
Kralın açıklaması çok da uzun değildir:

Huzur 
hiçbir gürültünün, 
sıkıntının 
ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. 
Huzur, 
bütün bunların içinde bile 
yüreğimizin sükun bulabilmesidir. 
(alıntıdır)
(kaynak:mailler)


Hiç yorum yok: