Pazartesi, Haziran 23, 2008

BİR KARA FATMANIN GUNLUGU


Dün gece yine ölümle burun buruna geldim.

Kendime bir zarar geleceğinden değil
ama karım Cemile ne yapar sonra.
Biz aksam yemeğimizi genelde saat 11-12 gibi yerdik,
ama ev sahiplerimizin misafiri geldiğinden
geç vakitlere kadar oturup yatmadılar.
Neyse ki konuklarin gitmesiyle birlikte uykuya daldılar.
Bir süre ortalığın sakinleşmesini bekleyip,
yiyecek toplamaya başladım.
Bugün misafirler geldiği için menü çok zengindi.
Pasta ve börek kırıntılarına bayılırız.
Her neyse ben nevaleyi toplarken
birden mutfağın ışığı yandı
ve "Aaaaaa! Karafatma" diye bir ses duydum.
Salak adam, ben bir erkeğim Fatma da nereden çıktı.
Benim adım Ismail.
Böyle şeyler delikanlıyı bozar.
Hadi beni karımla karıştırdın diyelim.
Sen ne kadar korkak bir adamsın.
Benim kaç katım büyüklüğünde olmana rağmen
bu bağırış da ne böyle?
O korkunç sesin kesilmesiyle birlikte,
sanki ben ona bir şey yapmışım gibi
beni kovalamaya başladı.
Inanın o kadar da dikkat ediyorum,
tabak, çanak bardak üzerinde dolaşmamaya
çünkü bu dingilin karısı çok titiz.
Bazen diyorum ki
bu gıcıklarin misafiri Geldiğinde
git ortalarda dolaş
böylelikle utanılacak duruma düşsünler..
Ama yapamıyorum işte.
Ne olursa olsun,
ekmek yediğin tekneye kötü gözle bakmamak gerekir.
Ben eve geldiğim ilk yılları hatırlıyorum da
ne güzeldi o günler.
Rahmetli kayınbabam ve kayınvalidem
beni evlerine kabul etmişlerdi.
O zamanlar rahattık,
çünkü ev sahibimiz Rıza amca kördü.
Bu sebeple
evin her yerinde serbestçe dolaşabiliyorduk.
Hatta
Rıza amcayla aynı sofrada yemek yediğimiz günlerde
oldu. Gerçi bizleri görebilseydi nasıl davranırdı
bilmem ama o hep
yüreğimizde yaşayacak. Rıza amcanın
durumu pek iyi sayılmazdı,
memur emeklisiydi. Bu evde
rahmetli karısınınmış,bu yüzden yiyecek konusunda bu
kadar fazla seçenegimiz yoktu. Ama daha mutlu ve
huzurluyduk.
Rıza amca bir gün görünmez kazaya kurban
gitti.Gerçi onun için bütün kazalar görünmezdi. Rıza
amcanın toprağa verildiği gün biz de oradaydık.
Karşı komşusu Osman Zeki bey
bize geldiğinde ceketini
asmıştı. Biz de bunu fırsat bilip ceketin cebine
girdik. Ardından Osman Zeki beyle birlikte mezarlığa
doğru yola koyulduk. Rıza amcanın üç tane oğlu vardı
ama bugüne kadar sadece nüfusta gözüküyorlardı.
Hayırsızlar daha ilk günden evi satışa çıkardılar.
Evi şu anda oturan adam ve karısı satın aldı. Eve
ayak basmalarıyla kayınbabam ve kayınvalidemi
öldürmeleri bir oldu. Adam sonra iğrenerek cansız
bedenleri kağıda sararak
çöpe attı. Sanki kendisi
çok temizmiş gibi. Halbuki tuvaletten çıktıktan sonra
ellerini yıkamadığına defalarca şahit oldum.
şimdilerde kendine üzerinde rahmetli kayınvalidemin
resmi olan bir ilaç almış, durmadan üzerimize sıkıp
duruyor Kayınvalidem Sultan hanım gençliğinde
fotomodel olduğu için bu tür ilaçların üzerinde
resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de
oynamıştı. Ama evlenince mecburen bıraktı. çünkü
kayınbabam tam bir Osmanlı erkeğiydi. Bugüne kadar
rahmetlı Rıza amcanın anısına bu evde oturduk,
artık daha fazla dayanacak halimiz kalmadı. Eğe dosta
haber saldık. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz
taşınacağız buradan. Belki de sizin evinize yerleşiriz
hayat bu belli mi olur?


_

BUYRUN BUYRUN....MİSAFİRPERVERDİRİZ BİZ TOPLUMCA..)))

Hiç yorum yok: