Çarşamba, Ekim 08, 2008

FARK ETMELI INSAN




Farkı farketmeli,
farkettiğini de farkettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını farketmeli.
Anne karnına sığarken
dünyaya neden sığmadığını
ve en sonunda bir metre karelik yere
nasıl sığmak zorunda kalacağını farketmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın,
ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu farketmeli.
Henüz bebekken
'Dünya benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
ölürken de aynı avuçların
'her şeyi bırakıp gidiyorum işte!'
dercesine apaçık kaldığını farketmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını farketmeli.
Baskın yeteneğini farketmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini,
nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan
Hayvanların yolda ,kaldırımda,çöplükte
ama kendisinin güzel hazırlanmış
mükellef bir sofrada yemek yediğini farketmeli.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu farketmeli
ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni
dikenin hemen yanı başındaki gülü farketmeli.
Evinde kedi,köpek beslediği halde
çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını farketmeli.
Eşine 'seni çok seviyorum!' demenin
mutluluk yolundaki müthiş gücünü farketmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin
sadece üçünü giydiğini
ama arka sokaktaki komşusunun
o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu farketmeli.
Zenginliğin ve bereketin
sofradayken
önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini farketmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını
ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini farketmeli,
farketmeliyiz çok geç olmadan.....
Ömür dediğin üç gündür,
dün geldi geçti yarın meçhuldür...

O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür....

(Can Yücel)

Hiç yorum yok: