Salı, Eylül 08, 2009

HAYATTAKİ SEÇENEKLER


Sevgili dostlar,
seçenekler
*ne yapardınız?....
*kararı siz verin.
Komik bir cümle beklemeyin,
çünkü yok.
Yine de okuyun.
Sorum şu:
Aynı kararı siz verir miydiniz?
Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara
özel eğitim veren bir okul için bağış toplama yemeğinde,
çocuklardan birisinin babası,
katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı.
Okula ve kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra
şöyle bir soru sordu:
"Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe
doğa her seyi mukemmel bir şekil ve sırada yapıyor.
Ama yine de oğlum Shay,
diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor.
Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor.
Oğlumda doğal olması gereken şeyler nerede?
"Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.
Baba devam etti.
"Ben inaniyorum ki,
dünyaya fiziksel ve zeka engelli
Shay gibi bir çocuk geldiğinde,
gerçek insan doğası
kendini gösterme fırsatını buluyor
ve bu da insanların o çocuga
davranış şekillerinde kendini gosteriyor.
Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:

Shay ve babası bir gün parkta
Shay’in tanıdığı birkaç çocuğun beyzbol oynadıklarını gördüler.
Shay sordu,
"Acaba oynamama izin verirler mi?"
Shay'in babası
çoğu çocuğun
Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini,
ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse
oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu,
engellerine rağmen
başkaları tarafından kabul edilmenin
özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı
ve (fazla birşey beklemeyerek)
Shay'in oynayıp oynayamayacağını sordu.
Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra;
"Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda.
Herhalde takıma girebilir,
ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım." dedi.
Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti
ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi.
Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi.
Çocuklar, oğlunun kabul edilmesinden dolayı
babanın mutluluğunu gördüler.
Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı
ama hala 3 sayı gerideydi.
Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi
ve sağ açık sahaya çıktı.
Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen
oyunda olmaktan son derece mutluydu
ve babasının ona tribunlerden el salladığını gördüğünde,
yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler.
Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyordu.
Bırakın topa vurmayı,
Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.
Ama Shay sahaya çıktığında
top atıcı,
diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak
Shay'e bu firsatı tanıdıklarını gorunce
birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı.
İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı.
Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi
ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı.
Shay sopayı savurdu
ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.
Oyun şimdi bitecekti.
Atıcı topu yerden aldı
ve ilk kaledeki adamına kolaylıkla atabilecek
ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.
Ama atıcı topu aldı
ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden
diğer takım arkadaslarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribunlerdeki herkes
ve iki takim da bağırmaya başladılar,
"Shay, ilk kaleye kos, ilk kaleye kos!"
Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı
ama ilk kaleye gidebildi.
Şaşkınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.
Herkes bağırmaya devam etti,
"İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş."
Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi.
Shay ikinci kaleye geldiği sırada
açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ...
takımın en küçüğü olan bu çocuk
kahraman olma şansını elinde tutuyordu.
Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi
ama top atıcısının niyetini anladığından,
o da kasıtlı olarak topu
üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.
Herkes bağırıyordu,
"Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay"
Karşı takımdan birinin
yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay
üçüncü kaleye koşabildi.
"Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!"
Shay üçüncüye gelirken
diğer takımdaki çocuklar ve seyirciler
ayağa kalkmışlardı ve bağırıyorlardı.
"Shay, hepsini koş!Hepsini koş!"
Shay hepsini koştu
ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak
herkes tarafından alkışlandı.
"O gün", dedi babası,
gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek,
"İki takımdaki çocuklar da
dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar".
Shay bir sonraki yaza yetişemedi.
O kış öldü.
Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini,
ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde
onu kucakladığını asla unutmadı.

Son NOKTA:
Bu yazıda
hepimizin bir farklılık yaratabileceğimiz inancı var.
Hepimizin her gün binlerce fırsatı olabiliyor
"doğal olan şeyleri" gerçekleştirmek için.
Bilgin bir adam bir zamanlar demiş ki:
“Her toplum,
kendilerinden daha az şanslı olanlara
nasıl davrandığıyla değerlendirilir.
Şimdi iki seçeneğiniz var:
1.Bu yazıyı sadece okumak
2.Bu yazıyı tanıdığımız herkese okutturmak

(kaynak:mailler)

Hiç yorum yok: