Pazar, Ocak 31, 2010
ISPARTA
NAMUSUN ÇEYREK PORSİYONU YARIM PORSİYONU OLMAZ ...
O, YA VARDIR YA DA YOKTUR ...
(kaynak:mailler)
(ISPARTA BEKLE BENİ GELİYORUM)
Cumartesi, Ocak 30, 2010
Memleketin birinde
eşekler köydeki semerciden çok şikayetçilermiş.
Semerci hiç iyi semer yapamıyormuş.
Eşeklerin sırtları kanlı yaralarla doluymuş.
Eşekler toplanıp
yeni bir semercinin gelmesi için dua etmişler.
Hikaye bu ya duaları da kabul olmuş
ve köye yeni bir semerci gelmiş.
Ne var ki bu semerci de
eşekleri rahatlatacak semerler yapamıyormuş,
yaralar azalacakken artmaya başlamış.
Eşekler yine toplanıp,
köye yeni bir semerci gelmesi için dua etmişler.
Ve gerçekten mevcut semerci köyden ayrılmış,
yerine başka bir semerci gelmiş.
Eşekler her semerci değişikliğinde olduğu gibi
yine çok sevinmişler.
Ama çok zaman geçmeden
yeni semercinin de pek farklı olmadığını,
semerlerin gittikçe daha da kalitesizleştiğini,
yaralarının ise kötüleştiğini görmüşler.
Semerci gitmiş, semerci gelmiş.
Her seferinde eşekler
yeni semerci gelmesi için dua etmişler.
Bu hikaye
kaç semerci değişene kadar böyle devam etmiş bilinmez
ama nihayet birgün eşekler toplanıp,
eski semerciden kurtulmak için değil de
eşeklikten kurtulmak için dua etmeye başlamışlar......
(kaynak:mailler)
Perşembe, Ocak 28, 2010
OLMALI
Salı, Ocak 26, 2010
Bir ağustos böceği doğmadan önce
toprağın altındaki bir larvada
ortalama olarak 12 yıl bekler.
Evet, tam 12 yıl.
12 yıllık hapislikten sonra
dünyaya gelen garibanın ömrü
adında yazılıdır: Ağustos.
Yani topu topu bir ay...
Şarkı söyleyen
yalnızca erkek ağustos böceğidir.
Çünkü dişi,
en güzel şarkıyı söyleyeni
kendine eş seçecek ve çiftleşecektir.
Düşünsenize,
12 yıl toprağın altında bekle,
dışarı çık.
Ömrün bir ay...
Buldun, buldun... Bulamadın, bir daha yok.
Siz olsanız çalışır mıydınız?
(kaynak:mailler)
Pazartesi, Ocak 25, 2010
Ne demişler
Kurban olam baktığını gören göze!
Gösterdim !
Gördü anlamına gelmez...
Söyledim !
Duydu anlamına gelmez...
Duydu !
Doğru anladı anlamına gelmez...
Anladı !
Hak verdi anlamına gelmez...
Hak verdi !
İnandı anlamına gelmez...
İnandı !
Uyguladı anlamına gelmez...
Uyguladı !
Sürdürecek anlamına gelmez...
(kaynak:mailler)
Cumartesi, Ocak 23, 2010
Üç şey;
Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı.
Bütün köy ahalisi toplandı.
İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.
Bu inançtır.
Babalar bebeklerini havaya hoplatır,
çocuklar gülmekten bayılır.
Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler.
Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu güvendir.
Yatağımıza girerken
yarın uyanıp
yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur.
Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ümittir.
ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir..
(mailler)
Bütün köy ahalisi toplandı.
İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.
Bu inançtır.
Babalar bebeklerini havaya hoplatır,
çocuklar gülmekten bayılır.
Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler.
Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu güvendir.
Yatağımıza girerken
yarın uyanıp
yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur.
Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ümittir.
ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir..
(mailler)
Perşembe, Ocak 21, 2010
BAŞARMANIN ALTIN KURALLARI
1..Hedefinizi belirleyin
2..Ayran gönüllü olmayın
3..Zikzak yapmayın
4..Güçlük ile başarısızlığı birbirinden ayırın
5..Cepheyi daraltın, dar cepheden hücuma geçin
6..Geçmişe bağlanmayın,ancak ders alın
7..Ustanın yanına çırak olun, işi öğrenin
8..Tek adam olma devrini kapatın
9..Show yapmayın
10..Başarıya ulaşanları inceleyin
11..Kendi çalışacağınız takımı kurun
12..Çekirdek kadroyu kaçırmayın
13..Başarıyı para ile mükafatlandırın
14..Adam yetiştirin ve takımınızı koruyun
15..Masada oturan yönetici olmayın
16..Takım arkadaşlarınıza saygı duyun
17..Çağdaş imkanlardan yararlanın
18..Bilgili olun, bilgi değişimini izleyin
19..En iyilerle çalışın
20..Parayı sevin
21..Ucuz adam olmayın
22..Ailenizle işinizi ayırmayı asla ihmal etmeyin
23..Kendi başınıza filizlenin
24..Yaşınızı işinize bulaştırmayın
25..Risk almaktan korkmayın
26..İşinize politika karıştırmayın
27..Devletle ticaret yapmayın
28..Başarıyı ekibinizle paylaşın
29..Verginizi ödeyin
30..Topluma karşı saygılı olun
31..Adınızı temiz tutun
32.. Daima güvenilir olun
33.. Dünyada yalnız siz yoksunuz, başkaları da var
34..Yağcı olmayın, yağcılardan uzak durun
35..Hırçın olmayın
36- Başarıyı üstün güç olarak kullanmayın
37..Dinlenmeyi bilin
38..Küçük çevrenin içine kendinizi mahkum etmeyin
39..Rakiplerinizle dost olun
40..Farklı fikirleri ve kişileri dinleyin
41..Başarınızı, paranızı ve şöhretinizi taşımayı bilin
42..Başkalarını dinlemeye önem verin
43..Ayağınızı yorganınıza göre uzatın
44..Birçok işi aynı anda yapmayın
45..Özgün olun
46..Geçmişle vedalaşın
47..Yaşayarak ölün, yaşamadan ölmeyin
48..İşinizde Bir Numara olun
49..Değişen şartlara uyun
50.. Ahirette sizi kurtaracak bir eser bırakın arkanızda
Sakıp Sabancı
(mailler)
Pazartesi, Ocak 11, 2010
SEN UÇAMAZSIN!
Bir zamanlar
büyük bir dağın yamacında
bir kartal yuvası vardı.
İçinde de dört tane büyük kartal yumurtası.
Bir gün dağ bir depremle sarsılınca
yumurtalardan birisi yuvadan düştü
ve dağdan aşağıya yuvarlanmaya başladı.
Yuvarlandı, yuvarlandı;
sonunda
aşağıdaki vadide bulunan
bir tavuk çiftliğine kadar geldi.
Tavuklar buldukları bu yumurtayı
korumaları gerektiğini hissettiler
ve yaşlı bir tavuk
onu kendi yumurtalarının arasına koyarak
üstüne oturdu.
Bir gün yumurta çatladı
ve içinden harikulade bir kartal yavrusu çıktı.
Gelgelelim,
bu minik kartal bir tavuk olarak yetiştirildi.
O da çok geçmeden
kendisinin tavuk olduğuna inanmıştı.
Kartal evini ve ailesini çok seviyordu sevmesine,
ama ruhu daha fazlası için yanıp tutuşuyordu.
Bir gün çiftlikte oyalanırken,
kartal başını kaldırıp gökyüzüne baktı
ve bir grup azametli kartalın
yükseklerde süzülmekte olduğunu görtü.
"Ah!" diye feryat etti,
"keşke ben de onlar gibi göklerde süzülebilseydim!"
Çevresindeki tavuklar kahkahalar attı:
"Sen o kuşlar gibi göklerde uçup süzülemezsin.
Sen bir tavuksun ve tavuklar göklerde uçamaz!"
Kartal yukarıdaki gerçek ailesine bakmaya devam etti
ve onlarla birlikte uçabildiğini hayal etti.
Bu hayallerini ne zaman diğer tavuklara anlatsa,
bunun mümkün olamayacağı karşılığını aldı.
Ama içindeki o yakıcı isteği bir türlü susturamadı.
Bir gün,
tek başına yürüyerek dağa tırmanmaya karar verdi..
Biraz korkarak da olsa yükseklere kadar çıktı.
Aşağıya baktığında
tavuk arkadaşları
küçük küçük noktalar halinde görünüyordu.
Esen rüzgâr tüylerine dokunduğunda,
daha önce hissetmediği şeyler hissetti.
Kendi kendisine sürekli
"Uçabilirim! Uçabilirim!"
diye telkinde bulundu,
tam o sırada
her gün gördüğü kartalları gördü gökyüzünde.
Yine yükseklerde
olanca haşmetleriyle süzülerek
yuvalarına doğru uçuyorlardı.
Bizim kartal bütün cesaretini toplayarak
kendisini dağdan aşağı bıraktı
ve kanatlarını çırpmaya başladı.
Bir-iki başarısız denemeden sonra
kanatları havayı emri altına aldı
ve yükselmeye başladı.
Yükseldi, yükseldi.
Ve daha önce hep başını kaldırarak baktığı ailesine
süzülerek yaklaştı ve aralarına katıldı.
(kaynak:mailler)
Cumartesi, Ocak 09, 2010
KARŞINDAKİ
KARŞINDAKİ;
HEM AKILLI HEM ÇALIŞKAN İSE
TAKDİR ET!
ÇALIŞKAN FAKAT AKILLI DEĞİLSE
DİKKAT ET!
AKILLI FAKAT TEMBEL İSE
İKAZ ET!
HEM AKILSIZ HEM TEMBEL İSE
İMHA ET!
NEDENDİR;
HERKES CENNETE GİRMEK İSTER
AMA KİMSE
ÖLMEK İSTEMEZ
UNUTMA:
ÂDEMOĞLU HİLEBAZDIR
BİLEMEZSİN FENDİNİ
KİME İYİLİK YAPTINSA
ONDAN SAKIN KENDİNİ
VE...
DÖRT ŞEY GERİ GELMEZ
1- ATILAN OK
2- KAÇIRILAN FIRSAT
3- SÖYLENEN SÖZ
4- GEÇEN ZAMAN
TARLAN VARSA; İÇİNDE OL!
TEKNEN VARSA; KIÇINDA OL!
İŞİN VARSA; BAŞINDA OL!
(kaynak:mailler)
Perşembe, Ocak 07, 2010
Herşeyden önce, bir dost edinin...
Hani vardır ya;
her yerde hissetmek istersin onun varlığını.
Hani hep yanıbaşınızdaymış sanırsınız,
ismini söylersiniz dalgınlıkla,
her an berabersinizdir.
Yanında olduğunu unutuverirsin bir andan sonra,
sonra üzüldüğünde o sımsıcacık kollarını açar sana,
sarılır ağlarsın omzunda doya doya...
Senin sorununu kendi sorunu gibi benimser,
bir kolun bir bacağın olur adeta..
Ayrılmak istesen de koparıp atamazsın.
Bir türlü sevindiğinde ise senden fazla mutluluk duyar.
O senin için farklıdır bütün insanlardan,
tabii sen de onun için.
Aranızdaki sevginin bitmesine izin vermezsiniz,
kimse bozamaz aranızı,
kimse araya girmeye dahi cesaret edemez.
Ne zaman yardıma
ne zaman insana
ne zaman bir sırdaşa ihtiyacınız olsa
hep yanınızda bulursunuz,
kendini adeta sizin için ayarlamıştır.
Beraber gülüp beraber ağlarsınız,
daima olumlu özellikler verirsiniz birbirinize.
O sana gülmeyi öğretir
sen ona kahkaha atmayı,
O sana emeklemeyi öğretir, sen ona yürümeyi..
O sana okumayı öğretir,
sen ona yazmayı ve bu böyle sürüp gider....
İşte bunun adına DOST derler...
Hayatta hiçbir şeyiniz olmasa da
bir dostunuz hep olsun..
HİÇ BİR DOSTLUĞUN BAKIMSIZ KALMAMASI DİLEĞİYLE...
Salı, Ocak 05, 2010
Bu yılbaşı ağacını
hediyelerle donatmak yerine,
her dalını bir dostumun adı ile
süslemek istedim…
Yakın dostlar,
uzakta olan arkadaşlar.
Eski arkadaşlar, yeni dostlar.
Her gün gördüklerim
ve ara sıra görüşebildiklerim.
Hep aklımda olanlar
ve sıkça unuttuklarım…
Her zaman yanımda olanlar ile olamayanlar.
Kötü gün dostlarım, hep destek olanlar...
İstemeden üzdüğüm dostlar
ve istemeden beni üzenler.
Çok yakınımda olanlar,
ulaşamadıklarım,
yıllardır görmediklerim,
özlediklerim....
Vefa borcu olduklarım.
Bir telefon uzaklığında olanlar.
Alçak gönüllüler,
gönülden sevenler.
Az ya da çok hayatıma girmiş
tüm isimler…
Bu ağaçta hepsinin kökleri sağlam,
dalları uzun ve güçlü olacak.
İsimleri daima asılı kalacak…
Her yeni yıl,
eskilerin yanına yenileri eklenecek.
Zor anlarda ağacımın gölgesi
dostları ve dostlukları
bir nefes serinletecek.
Yeni yılla gelen tüm yeni umutların,
yeni başlangıçların,
dostların,
bütün yeni günlerinizi aydınlatması dileğimle...
Sağlıklı ve Mutlu Yıllar.....
(kaynak:mailler)
Pazar, Ocak 03, 2010
"Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek"
Dediği gibi şairin;
O telaşla,
bırakın Paris yolunda ılık rüzgarlara
taratmayı saçlarınızı,
Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik
Biz...
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik,
Yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişecek bir yerler vardı
Aranacak adamlar, yapacak Isler...
Bir sonraki günün telaşı,
Bir öncekinin tersine
Bulaştı;
Başkalarının hayatı,
bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine;
Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Ha babam erteledik.
20'li yaşlardayken 30'lara kurduk saatin alarmını,
30'larımızda 40'lara,belki sonra 50'lere...
Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyanma fırsatını sunduğunda size
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize...
Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,
Söylesecek, Sevisecek Kimsecikler Kalmiyor
Yanınızda...
Özenle yarına sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz;
Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış...
Sarı lira gibi ömrünüz
/Erel Bleda
(rahat uyu cosman abi)
(kaynak:mailler)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)