Salı, Kasım 13, 2007

HAYAT ve BEN(CAN YÜCEL)


Otuz beşime bastım geçen hafta....
İlk yarı bitti:
Hayat:1 Ben:0
Ama belliydi böyle olacağı.
Nicedir başlamıştı belirtiler.
Yolda çocuklar:"Amca şu topu atıversene!"diye selendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin....
Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü.
Baktım;lise fotoğraflarım sararmış,sınıf arkadaşlarım yaşlanmış.
Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş,seyahat ve aşk yerine....
Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum,
içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine....
Bizim zamanımızda diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde....
Hayret!Daha dün değilmiydi benimkisi?
Yıllar yılı dudak büktüğüm" ölümden sonra hayat" masallarına
kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye....
İple çektiğim temmuzlara sırt çevirmişim.
Yaşamın ortasına girmişim,irkilmişim....
Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan;
biri:"daha ne gördün ki?"diyor yüzünde papatyalarla,
"asıl şimdi başlıyor hayat"!Bundan sonrası rahat!"
Lakin:"Buydu görüp göreceğin."diye efkarlandırıyor öteki....
ikinci yarı geçer hızla,yaşlanırsın zamanla....
Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak:
"Sahi oldu mu o kadar?Hiç göstermiyorsun."tesellisindeler.
35'le çoktan tanış olanlarsa:
"Hayata goş geldin pankartlarıyla karşılamadalar....
İlk yarı sadece ısnmaymış meğer:
asıl ikinci yarıda anlaşılırmış tadı hayatın....kavganın....aşkın....
Bense şaşkın....devre arası bilançolarındayım.
Son dönemde kim bilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim,belleğimin derinliklerinde?....
Kim bilir kaç kez kendime yakalandım,kendimden kaçarken?....
Ve sustum vicdan sorgularında.
Aksi sedamla bile dertleşmedim.
Meğer ne yaman serüvenmiş hayat.
Bazen yediveren gülleri gibi bereketli!....
Sanki hayat değil,Körfez Krizi mübarek:
Bir koyup beş alıyorsun...
Yaşıyor,seviyro ve seviliyorsun....
Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık,şaşıp kalıyorsun'....
Oysa herkes bilmezden gelse de,
skoru belli oyunun:
30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun,
40'larda anneni ve babanı....
Ve
70'lerde kendini!....
Şimdi....
Devre arası,yolun yarısı....
Bugüne dek ancak tanıştık hayatla....
Ben ona kendimi tanıttım,o bana kendini....
Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı....
Zaferlerim onlar benim,olgunluğumun yapıtaşları....
Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı....
Asansör çıkarken yukarı,dönüp bakmadım bile aşağı....
Dönmesin diye başım....
Ben istikballe arkadaşım....
Ne var ki her şey yarım....
Hayat ta yarım,sevdalar da....
Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin....
İhanetlerin hesabı sorulamdı....
Nazım'ın dediği gibi:
"Kopardım portakalı dalından ama,
kabuğu soyulmadı,sevdalalra doyulamdı...."
"Doydum diyen görmedim ki ben zaten...."
Lakin gel de zamana anlat bunu....
Sahi nedir bu telaş,bu kin?
Sanki ÖLÜYE CAN YETİŞTİRECEKSİN....
Baktım ikinci yarı kapıda....
Ve hayatın ceza sahası yakın....
Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını.
Acılar,sancılar bir çekmecede,sevdalar bir diğerinde....
Bir yerde hüzünler ve korkular,
bir üstte sevinçler ve zaferler....
Kat kat,dizi dizi dizdim kullanılmış takvimlerimi,
sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını....
İlk yarı bilançom o benim:
Yangında ilk kurtarılacak....
Kazada ilk açılacak....
Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açığ bakanlar teşhis koyacaklar halime....
"Çok mutlu olmuş,fazla yüksekten uçmuş zavallı."diyecekler
ya da
"sebepsiz alçalmış....Bile bile vurmuş kendini dağlara!...."

Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin....
Kalanı benimle gelecek.....
Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı....
Reyhanlar saklayacak sırlarımı....
Skoru bir tek Ege'nin mavi suları şahit olacaksa
ve bundan sonra yaşayacağım her şeyde sen olacaksan,
yaşım otuz beş olmuş,kırk beş olmuş farketmiyor benim için.
Yeter ki yüreğimde ve bedenimde benimle birlikte yaşa....
can dündar

Hiç yorum yok: