Cuma, Haziran 04, 2010

BABAYA MEKTUP....




Adam oğlunun odasının önünden geçerken
hayretle bakakaldı.
Yatağı güzelce toplanmıştı
ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu.
Sonra adam
yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti.
Üzerinde -Babama- yazıyordu.
Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle
mektup zarfını açtı
ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık
ve üzüntü içinde yazıyorum.
Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım
çünkü seni ve annemi
yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim.
Gerçek tutku ve aşkı ben Jale ile buldum
ve o öyle tatlı ki anlatamam...
Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri,
derisine işlettiği dövmeleri,
kendine has o çılgın giyim tarzını
asla ama asla onaylamayacaktınız
ve tabi benden çok büyük olması da bir sorundu.
Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku
ve gerçek aşk... Baba Jale hamile!
Jale'nin dediğine göre çok mutlu olacağız.
Ormanda kendine ait bir karavanı
ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var.
Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı
ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez.
Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız
ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokain
ve ekstaziye ulaşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz
dualar ediyoruz
şu AIDSin çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye.....
O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor.
Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım
ve kendi başımın çaresine bakabilirim.
Eminim birgün geri döneceğiz
ve sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin
OĞLUN CİHAN


NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil.
Ben Mehmet'lerdeyim.
Sadece sana;
masamın üzerinde seni bekleyen karneden
daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim. :-):-):-)

(not:karne zamanı yaklaşmışken ne güzel oldu bu yazı,
hayatta notların iyi olmasından daha önemli
o kadar çok ...........var ki......
bu notu da öğretmen olduğum için yazma gereği duydum)
(kaynak:mailler)

Hiç yorum yok: