Pazar, Nisan 06, 2008

TAHTA AT



Bir gün,
bir bilge,iki çocuğunu yanına alarak
ormanda gezintiye çıktı.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra
küçük olan çocuk yorulmaya başladı
ve babasına dönerek:
Babacığım çok yoruldum,
beni kucağına alır mısın?
Babasından
"Artık sen kucakta taşınamayacak kadar büyüdün."
cevabını alan çocuk,
hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Bilge tek kelime bile etmeden etrafına bakındı
ve yakındaki kuru bir ağaçtan
bir çubuk kesip yonttu ve sonrasında çocuğa uzattı:
Al bakalım, sana güzel bir at.
Bu seni taşır hem daha hızlı götürür.
Çocuk, dal parçasından yapılmış ata sevinçle bindi
ve gülerek koşmaya başladı.
Küçük oğlunun kuru bir dal parçası sayesinde
yorgunluğunu unutarak
canlanmasını gören baba hayretler
içinde olan biteni izleyen kızına döndü ve:
İşte, hayat budur kızım.
Bazen kendini çok yorgun issedebilirsin.
Böyle olduğunda,
kendine değnekten bir at bul ve yoluna devam et.
Bu at, yerine gore;
bir arkadaş,
bir şarkı,
bir umut,
bir dua,
bir çiçek,
bir özlem,
bir hayal ya da
küçük bir çocuğun tebessümü olabilir.

(kaynak:mailler)

Hiç yorum yok: