Salı, Ağustos 19, 2008
Öğretmen,
lise son sınıf öğrencilerinin her birine,
kendisinin ve başkalarının hayatında
yarattıkları farkı onlara söyleyerek
ne kadar değerli olduklarını ifade etmeye karar verdi.
Her öğrenciyi birer birer sınıfın önüne çağırdı.
Önce onlara kendisi ve sınıf için
nasıl fark yarattıklarını söyledi.
Her öğrenciyi özel olarak takdir etti.
Sonra her birinin göğsüne altın harflerle yazılı
"Ben Fark Yaratan Bir İnsanım"
yazılı mavi bir kurdele taktı.
Sonra,
takdir edilmenin
toplumda nasıl bir etki yaratacağını görmek için
bir ders projesi gerçekleştirmeye karar verdi.
Her öğrenciye üç kurdele daha verdi.
Kendi çevrelerinde
bu takdir seremonisini yapmalarını söyledi.
Bir haftanın sonunda öğrenciler
sonuçlarıyla birlikte sınıfta sunum yapacaklardı.
Sınıftaki çocuklardan biri
bir şirkette alt derecede yönetici olarak çalışan
bir adama gitti.
Ona kendisine kariyer planlamasında
yardımcı olduğu için şükran duyduğunu söyledi
ve göğsüne mavi kurdele taktı.
Sonra ona iki kurdele daha verdi.
"Takdir etmekle ilgili bir sınıf projemiz var"
dedi.
Onun da takdir ettiği bir kişiye gidip
göğsüne mavi bir kurdele takmasını
ve üçüncü kurdeleyi ona verip
onun da aynı şeyi bir başkasına yapmasını söyledi.
Takdir seremonisi böylece sürüp gitmeliydi.
Genç yöneticiden
kendisini de sonuçtan haberdar etmesini rica etti.
Aynı gün akşama doğru,
genç yönetici,
üst düzey yöneticisinin odasına gitti.
Üst düzey yönetici
asık suratlı ve huysuz bir insan olarak tanınıyordu.
Genç adam,
yöneticisine oturmasını rica etti
ve yaratıcı bir dehaya sahip olduğu için
ona hayranlık duyduğunu ifade etti.
Yönetici şaşkınlık içindeydi.
Genç yönetici
mavi kurdeleyi göğsüne takmak için izin istedi.
Şaşkın vaziyetteki üst düzey yönetici
"Tabii, olur" dedi.
Genç yönetici mavi kurdeleyi,
patronunun ceketine,
yüreğinin üzerinde bir yere taktı.
Üçüncü kurdeleyi de ona uzatarak,
"Bana bir iyilik yapar mısınız?
Bu ekstra kurdeleyi alıp,
takdir etmek istediğiniz birinin
göğsüne takar mısınız?
Bu kurdeleleri bana veren liseli çocuk
bir okul projesi hazırlıyor
ve takdir seremonisinin
insanları nasıl etkilediğini araştırıyor" dedi.
O akşam,
üst düzey yönetici evine geldi
ve on dört yaşındaki oğluna
kendisiyle konuşmak istediğini söyledi.
"Bugün başıma olağanüstü bir şey geldi.
Ofisimde oturuyordum
ve genç yöneticilerimden biri odama girdi.
Bana hayranlık duyduğunu
yaratıcı bir deha olduğum için
bana mavi bir kurdele taktı.
Düşünebiliyor musun?
Benim yaratıcı bir deha olduğumu düşünüyor.
Sonra üzerinde
"Ben Fark Yaratan Bir İnsanım"
yazan bu kurdeleyi ceketime,
yüreğimin tam üzerine iliştirdi.
Bana fazladan bir kurdele daha verdi
ve benim de takdir ettiğim birisini bulmamı söyledi.
Eve gelirken
arabada kurdeleyi kime takacağımı düşünüyordum
ve seni düşündüm.
Seni takdir etmek istiyorum" dedi.
"İş hayatında günlerim çok yorucu geçiyor.
Eve geldiğimde sana
pek fazla ilgi gösteremiyorum.
Bazen sana okul notların iyi olmadığı
ya da odan çok dağınık olduğu için bağırıyorum,
ama bu akşam,
seninle beraber olmak istiyorum
ve sana hayatımda
nasıl fark yarattığını söylemek istiyorum.
Annen ve sen
hayatımdaki en önemli insanlarsınız.
Sen harika bir evlatsın
ve seni seviyorum!"
Çocuk şaşkınlık içindeydi
ve ağlamaya başladı,
ağlıyor ağlıyor ağlıyordu.
Ağlamasını durduramayarak
hıçkırıklara boğulmuş,
katıla katıla ağlıyordu..
Tüm bedeni hıçkırıklarla sarsılıyordu.
Gözyaşları kucağına damlarken,
başını babasına doğru kaldırdı,
titrek bir sesle,
"Ben de yarın intihar etmeyi planlıyordum baba.
Çünkü beni sevmediğini düşünüyordum."
Babanın takdiri,
çocuğun hayatında büyük fark yaratmıştı.
Yaşamla ölüm arasında bir fark.
Herkes takdir edilmek ister
ama takdir etmek konusunda cimriyizdir nedense.
Daha doğrusu
birisiyle ilgili
olumlu düşünce ve duygularımızı
dile getirmeyi pek aklımıza getirmez,
nasıl olsa onların bunu bildiklerini
ya da hissedeceklerini varsayarız.
Bugün fark yaratan insan ol.
Sevdiklerini,
hatta çok yakından tanımadığın halde
takdir ettiğin kişileri
takdir etmek için adım at.
Takdir edilmek
yaşama sevincini ve gücünü artırıyor.
İster mavi kurdeleyi,
ister kırmızı kalpli mavi kurdeleyi
takdirinin sembolü olarak ver sevdiklerine,
öğrencilerine,
çalışanlarına,
patronuna,
bakkalına,
kapıcına.
Birilerine
"iyi ki varsın" dediğimizde
kendi varlığımızı da onaylamış oluyoruz.
Var eden var olur.
Varolmanın dayanılmaz hafifliği bu.
Birisini seviyor musun?
Ona söyle.
Birisi senin hayatını olumlu etkiledi mi?
Ona telefon et.
Hayatında fark yaratan birileri oldu mu?
Onlara mektup yaz,
not yaz,
kart yaz ya da e-mail gönder.
Bu insanlara duygularını ifade etmek için
bir gün daha beklemeden harekete geç.
Özellikle yazılan şeyler,
daha kalıcı olur.
Çekmecende sakladığın mektupları bir düşün.
Yazılarak paylaşılan duygular özeldir.
Bu mektupları,
kartları
özellikle kendini mutsuz hissettiğin günlerde okumak,
bir antidepresan ilaçtan çoook daha etkilidir;
ne kadar şanslı
ve mutlu olduğunu hissedersin birdenbire.
Hayat,
söylenmemiş sözleri ertelemek için çok kısadır.
Yazdığın birkaç cümle,
öylesine büyük fark yaratabilir ki.
(kaynak:mailler)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder