Cumartesi, Eylül 06, 2008

Buyurun hikâyeyi birlikte okuyalım:




“ 21 senelik evlilikten sonra
“aşk ışıltısını” canlı tutmanın
yeni bir yolunu buldum.
Bir süre önce,
başka bir kadınla çıkmaya başladım
ve bu aslında eşimin fikriydi.
Bir gün eşim, beni çok şaşırtarak,
“Biliyorum ki onu seviyorsun” dedi.
Şiddetle itiraz ettim: “Ama ben seni seviyorum!”

“Biliyorum ama aynı zamanda onu da seviyorsun.
Ona da zaman ayırman gerekiyor”
karımın, ziyaret etmemi istediği “öbür kadın”
, 19 yıldır dul olan annemdi.
İşimin yoğunluğu
ve üç çocuğumun beklentileri sebebiyle
annemi görme fırsatım pek olamıyordu.
O akşam annemi yemeğe
ve ardından sinemaya davet ettim.
Endişelendi ve hemen,
“iyi misin, her şey yolunda mı?” diye sordu.
Annem de geç saatte gelen bir telefonun
veya sürpriz bir davetin
mutlaka kötü bir anlamı olacağından şüphelenen tipte kadınlardandır.

“Seninle beraber
ikimizin biraz zaman geçirmemizin
güzel olacağını düşündüm” diye yanıtladım.
“Sadece ikimiz mi?”
Biraz düşündü ve
“Çok isterim” diye cevap verdi.
Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken
kendimi biraz gergin hissediyordum.
Eve vardığımda fark ettim ki
o da, randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu.
Kapısının önünde,
paltosunu çoktan giymiş bir şekilde bekliyordu.
Saçlarını yaptırmıştı
ve üzerinde babamla kutladıkları
son evlilik yıldönümlerinde giydiği elbise vardı.
Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi.

Arabaya bindiğimizde,
“Arkadaşlarıma oğlumla dışarı çıkacağımı söyledim
ve gerçekten çok etkilendiler” dedi.
“Randevumuzun,
nasıl geçtiğini duymak için sabırsızlanıyorlar.
Gittiğimiz restoran,
çok şık olmasa da
sevimli, sıcak
ve servisin kaliteli olduğu bir mekândı.
Annemse, bir kraliçe edasıyla koluma girdi.
Yerimize oturduktan sonra
ona menüyü okumam gerekmişti,
çünkü küçük yazıları göremiyordu.
Ben daha menünün ortalarındayken
annemin nemli gözlerle
ve nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim:
“Eskiden, sen küçükken,
menüleri okuyan bendim,
sense meraklı bakışlarla beni dinlerdin” dedi.

Ben de gülümsedim:
“O zaman ben de okuyup borcumu ödeyebilirim” dedim.
Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi,
sıra dışı hiçbir şey olmadı
ama eskilerden
ve hayatlarımızdaki yeniliklerden bahsederek
kaybettiğimiz zamanın birazını telafi etmeye çalıştık.
O kadar çok konuştuk ve eğlendik ki
film saatini kaçırdık.

Akşam annemi bırakırken;
“Seninle tekrar çıkmak isterim
ama ancak bu sefer
benim seni davet etmeme izin verirsen” dedi
ve bir akşam tekrar buluşmakta karar kıldık.
(kaynak:mailler)

Hiç yorum yok: