Dördüncü Ders :
Yolumuzdaki engeller...
Eski zamanlarda bir kral,
saraya gelen yolun üzerine
kocaman bir kaya koydurmuş,
kendisi de pencereye oturmuştu.
Bakalım neler olacak diye gözlüyor...
Ülkenin en zengin tüccarları,
en güçlü kervancıları,
saray görevlileri birer birer geldiler,
sabahtan öğlene kadar.
Hepsi
kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler.
Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Halkından bu kadar vergi alıyor,
ama yolları temiz tutamıyordu.
Sonunda bir köylü çıkageldi.
Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi,
iki eli ile kayaya sarıldı
ve ıkına sıkına itmeye başladı.
Kan ter içinde kaldı ama,
sonunda,
kayayı da yolun kenarına çekti.
Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki,
kayanın eski yerinde
bir kesenin durduğunu gördü.
Açtı...
Kese altın doluydu.
Bir de kralın notu vardı içinde...
'Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.'
diyordu kral.
Köylü,
bugün dahi pek çoğumuzun
farkında olmadığı bir ders almıştı.
'Her engel,
yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder