Pazartesi, Şubat 25, 2008

AFFETMENİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI


Bir lise öğretmeni,
bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:
"Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?"
Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının
bu teklifini tereddütsüz kabul ederler.
"O zaman"
der öğretmen
"Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin."
Öğrenciler bunu da yaparlar.
"Şimdi yarınki ödevinize hazır olun.
Yarın hepiniz birer plastik torba
ve beşer kilo patates getireceksiniz!"
Öğrenciler,
bu işten pek bir şey anlamamışlardır.
Ama ertesi sabah
hepsinin sıralarının üzerinde
patatesler ve torbalar hazırdır.
Kendisine,
meraklı gözlerle bakan öğrencilerine
şöyle der öğretmen:
"Şimdi,
bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz
her kişi için
bir patates alın,
o kişinin adını
o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."
Bazı öğrenciler
torbalarına üçer beşer tane patates koyarken,
bazılarının torbası ağzına kadar dolmuştur.
Öğretmen kendisine:
"Peki şimdi ne olacak?"
der gibi bakan öğrencilerine
ikinci açıklamasını yapar:
"Bir hafta boyunca
nereye giderseniz gidin,
bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız.
Yattığınız yatakta,
bindiğiniz otobüste,
okuldayken sıranızın üstünde....
hep yanınızda olacaklar."
Aradan bir hafta geçmiştir.
Hocaları sınıfa girer girmez,
denileni yapmış olan öğrenciler
şikayete başlarlar:
"Hocam,
bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam,
patatesler kokmaya başladı;
insanlar tuhaf gözlerle bakıyorlar bana artık.
"Hem sıkıldık,hem yorulduk...."
Öğretmen gülümseyerek
öğrencilerine şu dersi verir:
"Görüyorsunuz ki,
affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz.
Kendimizi
ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz.
Affetmeyi
karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,
halbuki affetmek
en başta
kendimize yaptığımız bir iyiliktir."
(kaynak:internet)

Hiç yorum yok: