Çarşamba, Şubat 27, 2008

KAHVE TADINDA YAŞAM


Bir zamanlar,
her şeyden sürekli şikâyet eden;
her gün hayatının
ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı.
Hayat, ona göre, çok kötüydü
ve sürekli savaşmaktan,
mücadele etmekten yorulmuştu.
Bir problemi çözer çözmez,
bir yenisi çıkıyordu karşısına.
Genç kızın bu yakınmaları karşısında
mesleği ahçılık olan babası
ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi.
Bir gün onu mutfağa götürdü.
Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu
ve ateşin üzerine koydu.
Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca,
bir cezveye bir patates,
diğerine bir yumurta,
sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu.
Daha sonra kızına tek kelime etmeden,
beklemeye başladı.
Kızı da hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyrediyor
ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi bekliyordu.
Ama o kadar sabırsızdı ki,
sızlanmaya ve
daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı.
Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermedi.
Yirmi dakika sonra, adam,
cezvelerin altındaki ateşi kapattı.
Birinci cezveden patatesi çıkardı
ve bir tabağa koydu.
İkincisinden yumurtayı çıkardı,
onu da bir tabağa koydu.
Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşalttı.
Kızına dönerek sordu:
-Ne görüyorsun ?
- Patates, yumurta ve kahve ?
diye alaylı bir cevap verdi kızı.
Daha yakından bak bir de dedi baba,
patatese dokun.
Kız denileni yaptı ve
patatesin yumuşamış olduğunu söyledi.
Aynı şekilde,
yumurtayı da inceledi.
Kız, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını gördü.
En sonunda,
kızının kahveden bir yudum almasını söyledi.
Söylenileni yapan kızın yüzüne,
kahvenin nefis tadıyla bir gülümseme yayıldı.
Ama yine de bütün bunlardan bir sey anlamamıştı:
- Bütün bunlar ne anlama geliyor baba?
Babası, patatesin de,
yumurtanın da,
kahve çekirdeklerinin de aynı sıkıntıyı yaşadıklarını,
yani kaynar suyun içinde kaldıklarını anlattı.
Ama her biri bu sıkıntı karşısında
farklı farklı tepkiler vermişlerdi.
Patates daha önce sert,
güçlü ve tavizsiz görünürken,
kaynar suyun içine girince yumuşamış
ve güçten düşmüştü.
Yumurta ise çok kırılgandı;
dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu.
Ama kaynar suda kalınca,
yumurtanın içi sertleşmiş katılaşmıştı.
Ancak, kahve çekirdekleri bambaşkaydı.
Kaynar suyun içinde kalınca,
kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi
ve ortaya tamamen yeni bir şey çıkmıştı.
- Sen hangisisin?
diye sordu kızına.
Bir sıkıntı kapını çaldığında nasıl tepki vereceksin?
Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin?
Yumurta gibi, kalbini mi katılaştıracaksın ?
Yoksa, kahve çekirdekleri gibi,
başına gelen her olayın duygularını olgunlaştırmasına
ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin ?
HEPİNİZE KAHVE TADINDA BİR YAŞAM DİLERİM!!!


(kaynak:internet)

Hiç yorum yok: