Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti,
"Eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor,
kendimi çok çaresiz hissediyorum" dedi.
Soru kolay,
yanıt zor;
akıl vermek basit,
uygulama karmaşıktı :
Annelik uzun zaman
günün yirmi dört saati,
ömür boyu sürecek,
adı
'insan yetiştirmek'
olan
uzun süreçli bir meslek,
içinde duyguları da besleyen…
Neye konsantre olursan
karşılığını alırsın hayatta!
İşine zaman harcarsan işinden,
mesela;
eşine zaman harcarsan eşinden,
çocuğuna zaman ayırırsan da ondan
karşılık alırsın.
“gözyaşlarını” tutmamasını ,
“acı çekmeden”
olgunlaşamayacağını...
“kıskanmamayı”
arkadaşlarının başarısından
“mutlu olmayı”,
birlikte sevinçleri içinden
“'neden ben değil de o”
demeden paylaşmayı
kazanmaktan mutluluk duyup
içine sindirmeyi,
ama kaybetmeyi de öğrenmesini
yaşanılan hayatın
bir adım sonrasında
“görünüşte galip”
olanları görecek
Her şeyin bir sonu olduğunu
Sahip olduğu değerlerin
gün gelip keyif vermeyeceğini
Kazanılan ve harcananın
sonu olduğunu,
zevk veren yerlerin
bıkkınlık verebileceğini
her şeyin bitebileceğini,
tükenmeyen tek şeyin bilgi olduğunu
Kitaplardan keyif almasını,
ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını,
ama okumayı
bundan haz almayı
kelimelerin büyüsünü
illede öğreteceksin.
bir gün alacaksın nasılsa…
mümkün olduğunca ertele bilgisayarı.
kendisi ile kalacağı zaman ver,
sıkılmayı
sıkıldığında
kendisiyle vakit geçirmeyi
kendiyle zenginleşmesini
mutlu olmayı öğrenmesini,
yoksa başkasıyla mutlu olamayacağını
başkasınıda zaten kendisini mutlu etmeyeceğini
öğretmelisin
Doğaya gitmeyi… birlikte,
korkmadan sevmeyi hayvanları
Arının sokmasından çok,
nasıl bal yaptığını
Doğanın içindeki gizemini
Araştırmayı
yağmur sonrasi
toprağın heran yarattığı canlara ait sıcacık
yağmurla bütünleşmesinin muhteşem kokusunu,
ve uzun kış gecelerinde
ateş yakmayı
ileriki zamanlarda
bir gece sevgilisine ateş yakıp
binlerce yıldızın altında
birbirlerine sarılması
için öğret,
Aşk acısı çekmenin
hiç aşık olmamaktan
daha güzel bir duygu olduğunu
“Kendi doğruları üzerinden”
kimsenin onu yargılamasına
izin vermemeyi
başkalarını da
“kendi doğruları”
üzerinden yargılamamayı...
Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil,
söylenenleri “kendi bilgi süzgecinden”
geçirmesi gerektiğini
Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini
Hayatı sorgulamayı
Bilginin en büyük güç olduğunu
Yapabilirse büyük fiyata satmasını,
ama “kalbini ve ruhunu” kendisine saklaması
Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini
haklıyken dik durmanın erdemini de
Günün birinde yaptıkları değil
yapmadıkları için pişman olabileceğini
keşkelerin nafileliğini söyle.
Basit yaşarken
mutlu olunacağını
çay içmekten keyif almayı mesela...
"hayır" demeyi,
istediğinde ise "evet" demeyi,
"seni seviyorum" diyebilmeyi
Kot ve tişörtle
Üniversiteye gitmeyi
ve mis gibi kokmayı...
Sorgusuz
Yargısız
sevmeyi...
Kendisinin yargıcı
Başkalarının hakimi olmayı
Lafı gevelememeyi
Sevdiklerinin
“çantada keklik “ olmadığını,
“dostluğa yatırım” yapmayı
“kıymetini bilmeyenler” den
uzaklaşmasını öğret ona.
Müziğin insanlaştırdığını,
Sanatın her şeyin başlangıcı olduğunu
İşlerin hiçbir zaman bitmediğini
en yoğun anlarda bile
kendine vakit ayırmayı
yaşat
Ama en çok da kendini sevmesini ...
Kendisini sevmeyenin başkasını sevemeyeceğini
Kendini sevmenin “narsizm” olmadığını
Herkesi kendine boyun eğdirmek !
Başkalarını yönetmek olmadığını !
Öğret
Başkalarını sevmezsen
sevilmeyeceğini...
Kendine çiçek almazsa
kimseden çiçek beklememesi
gerektiğini...
Kendine özenli sofralar kurmazsa
kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını...
Hayatta kendisi kadar
herkesin değerli olduğunu
Başkalarıyla ilişkilerimizde gerçek değerlerimizin
ortaya çıktığının
erdemlerini
Öğret ona
Yoksa zaten
hayat öğretiyor !
hemde dayatarak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder